Poetry

http://www.ozanyarman.com/diesirae.html

KAHIR GÜNÜ (DIES IRAE)

Ozan Yarman (Sonbahar 2010)

1
Kahır günü! O gün,
Ki şahidi Nebi ve kahin kadın,
Dürülecek hesabı küllü yüzyılların!
1
Dies iræ! dies illa
Solvet sæclum in favilla:
Teste David cum Sibylla!
2
Yargıladığında Malik’i Din gününün
Her ameli önündeki gözünün,
Yıkılacak sanki kubbesi göğün!
2
Quantus tremor est futurus,
Quando iudex est venturus,
Cuncta stricte discussurus!
3
Çınlayan o ses, üflendiğinde Sur,
Çatlatacak taşlarını bütün kubur
Ve kaplayacak yeryüzünü yüce bir Nur!
3
Tuba, mirum spargens sonum
Per sepulchra regionum,
Coget omnes ante thronum.
4
O zaman, dili tutuk tüm alemin,
Faydası yok cana, ana, baba, sülalenin
Malik buyuracak: “Hepiniz huzuruma gelin!”
4
Mors stupebit, et natura,
Cum resurget creatura,
Iudicanti responsura.
5
O Kitap ki, ıskalanmamış tek bir şey,
Yazılmış içine olup biten pey-der-pey,
Sol eline verilenlerin hali vay ki vay!
5
Liber scriptus proferetur,
In quo totum continetur,
Unde mundus iudicetur.
6
Aziz ve Hakim Allah Arş’a kurulur,
Kaçmaya kalkan tez zincire vurulur,
Herkese yapıp ettiği bir bir sorulur.
6
Iudex ergo cum sedebit,
Quidquid latet, apparebit:
Nil inultum remanebit.
7
Zayıf düşürülmüş fasık, güçlü olana
Çatar, hani bağışlanma, onca yalana?
Mümin bile muhtac iken bir şefaat edene?
7
Quid sum miser tunc dicturus?
Quem patronum rogaturus,
Cum vix iustus sit securus?
8
Ey bağışlaması bol olan yüce Rab,
Yardımın olmasa halimiz harab…
Kurtuluşa erdir, bitsin bu ıstırab!
8
Rex tremendæ maiestatis,
Qui salvandos salvas gratis,
Salva me, fons pietatis.
9
Hatırla bizi Habib-Allah o sarsıcı gün.
Sırat el-Müstakim’e dayanmışız büsbütün,
Şefaat et! Allah katında geçer senin sözün!
9
Recordare, Iesu pie,
Quod sum causa tuæ viæ:
Ne me perdas illa die.
10
Her Resul mahşerde o gün ümmetini gözler;
Hak yolunda çektiler ne belalar, güçlükler…
Sırf onlara uyanlar kurtulabilecekler!
10
Quærens me, sedisti lassus:
Redemisti Crucem passus:
Tantus labor non sit cassus.
11
İntikam sahibi ulu Yaradan…
Umutluyuz şimdi bağışlamandan,
Kurtar bizi cehennem azabından!
11
Iuste iudex ultionis,
Donum fac remissionis
Ante diem rationis.
12
Ne çok günah yüklendim ömrüm boyunca…
Yüzüm kızarır tümünü ard arda koyunca!
İşte duam… karınca, olsa da, ağırlığınca!
12
Ingemisco, tamquam reus:
Culpa rubet vultus meus:
Supplicanti parce, Deus.
13
Sen ki tertemiz kıldın Meryem kulunu,
Affettin nice tövbekarı, şaşırsa bile yolunu,
Umudum var, bilmesem de sağımı solumu!
13
Qui Mariam absolvisti,
Et latronem exaudisti,
Mihi quoque spem dedisti.
14
Layık değil niyazım bağışlanmaya elbet,
Ama Sen Adilsin, göster bana da merhamet.
Değmesin, ne olur, üstüme o yakıcı lanet!
14
Preces meæ non sunt dignæ:
Sed tu bonus fac benigne,
Ne perenni cremer igne.
15
Eriştir kurtulanların yurdunda bir nimete,
Yoldan sapmışlardan uzak bir himmete,
“Selam” diyen güler yüzler içinde bir cennete!
15
Inter oves locum præsta,
Et ab hædis me sequestra,
Statuens in parte dextra.
16
Sevkedilmişken caniler boyunları halkalı ateşe,
Atılmaktayken kefere gayya kuyusuna peşpeşe,
Rahmetini arayan salihler için cennetler döşe!
16
Confutatis maledictis,
Flammis acribus addictis:
Voca me cum benedictis.
17
Ellerim açık, alnım secdede,
Her kebire bir sebeb-i müşeddide,
Yakarışlarım artık son raddede!
17
Oro supplex et acclinis,
Cor contritum quasi cinis:
Gere curam mei finis.
18
Gözlerin yuvalarından fırladığı o gün,
Külden kemikten herkesi dirilttiğin gün,
Yarlığa ey alemlerin Rabbi
Salih imanla katına gelenleri.
18
Lacrimosa dies illa,
Qua resurget ex favilla
Iudicandus homo reus.
Huic ergo parce, Deus:
19
Ey şerefli Enbiya,
Siz de şefaat edin onlara. Amin.
19
Pie Jesu Domine,
Dona eis requiem. Amen.

14 thoughts on “Poetry

  1. KIBRIS MARŞI / CYPRUS MARCH
    Ozan Yarman (İlkbahar 2004 / Spring of 2004)

    Sus da bir dinle topraktan gelen sesi;
    Sanki dili var, konuşur her zerresi!
    Duyduğun ses güzel Kıbrıs’ın bir bestesi,
    Akdeniz’in sesi, neşesi! Aman aman!

    Yemyeşil bir cennet burası;
    Tertemiz iklimi, havası.
    Akdeniz’in şirin adası;
    Kardeş halklar adası, Kıbrıs! Kıbrıs!

    Gel de seyreyle Kıbrıs’tan engin ufku!
    Var mı, bir söyle, başka yerde şu tutku?
    Fırtınalı dalgalar gibi, taşkın taşkın;
    Güçlü rüzgarlar gibi hırçın! Aman aman!

    Yemyeşil bir cennet burası;
    Tertemiz iklimi, havası.
    Akdeniz’in şirin adası;
    Kardeş halklar adası, Kıbrıs! Kıbrıs!

    ————————————————————

    Hush, and just hearken to the voice from the earth.
    They, as though, are tongued; every grain speaks a word!
    What you hear is a musical aire of Cyprus, fair,
    Mediterranean’s chant and joyous cheer! O hear! O hear!

    Whose soil is one lush-green paradise;
    Pure of climate and too ambience.
    Lovely isle of Mediterranean.
    Isle of Kindred peoples, O Cyprus! Cyprus!

    Come, behold Cyprus’ horizon – vast, unbound!
    Can you say elsewhere such a passion could be found?
    Roaring waves, in likeness, surging within thunderstorms;
    Like the raging tempest, mad as swarms! O hear! O hear!

    Whose soil is one lush-green paradise;
    Pure of climate and too ambience.
    Lovely isle of Mediterranean.
    Isle of Kindred peoples, O Cyprus! Cyprus!

  2. İstanbul Üniversitesi Marşı
    Ozan Yarman (redakte edilmiş güfte: Ağustos 2016)

    Hakimiyyet kayıtsız şartsız milletindir…
    İstiklal uğrunda Darü’l-Fünun servetimdir.
    Bir asırlık Darü’l-Elhan’la dimdik, dorukta,
    Sarsılmaz kaledir; Cumhuriyetimizindir!

    Köklü kurumlarımızdan,
    Tıbbiye, Mekteb-i Hukuk’tan,
    Bilgiyle geleceğe yön veren
    Dünya Üniversitesiyiz.

    Yurdun hep öncüleriyiz;
    Çünkü en ilerideyiz!
    Bilgiyle geleceğe yön veren
    Dünya Üniversitesiyiz.

    Övünçlü bir aileyiz, akılcıyız, evrenseliz;
    İşte Biz İstanbul Üniversitesiyiz!

    Övünçlü bir aileyiz, akılcıyız, evrenseliz;
    İşte Biz İstanbul Üniversitesiyiz!

    Türkiye’nin dört bir yanından gelenleriz,
    Bilginin pınarlarında hayat bulanlarız,
    Sorgulayıp anlamayı özümseyenleriz,
    Binlerce meş’ale olmak için insanlığa!..

  3. KASIMPAŞA (İstanbul Türküsü)
    Oktay Rıfat Horozcu (yalnızca ilk iki kıt’a) ve Ozan Yarman (şiirin özgün kurguda devamı; Ağustos 2002)

    Kasımpaşa kıyıları tersane,
    Bir kız sevdim alimallah bir tane,
    Her dem sevdalıya kız mız bahane,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım İstanbul’um, amman amman bahane…

    Gittim baktım şıkır şıkır balık pazarı,
    Üç tek attım, sarhoş oldum ayak üzeri,
    Üç doluya üç tanecik badem şekeri,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım İstanbul’um, amman amman badem şekeri…

    —————————————————–

    Tersanede akşam koptu gümbürtü,
    Kaynak sac kesti, tornalar fır döndü,
    Hızar biçti, şahmerdan çelik dövdü,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım şahmerdanım, amman amman çelik dövdü…

    Alevleriyle gürül gürül dökümhâne,
    Saçışan kıvılcımlar âdeta cephane,
    Bu cehennem fokur fokur, vay! Ne hengâme!
    Top çiçeğim, deste gülüm, akkor mâdenim, amman amman ne hengâme…

    ***

    Gece vakti tersanede vardiya,
    Sessizlikten koptu birden vaveyla,
    İşe koyulduk hem ayyaş, hem hürya,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım İstanbul’um, amman amman hem hürya!..

    Kapkaranlık gecede gıcır gıcır rıhtım,
    Yüz ton yüke, ben ki Koca Yusuf, asıldım,
    Kasıldı halatlarım, gerildi kollarım,
    Top çiçeğim, deste yüküm, tırman koynuma, amman amman gıdım gıdım!..

    Haydin emekçi dostlar işbaşına!
    Bulansın alın teri gözyaşına,
    Aldırma sen canım şu genç yaşına,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım dostlarım, amman amman işbaşına!..

    Emekçinin hep hayatı doludur keder,
    Zora koşmak emekçiyi perişan eder,
    Heyhat Yarabbi! Bu ne ızdırap, ne kader,
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım İstanbul’um, amman amman ne kader!..

    ***

    Sabah erken oluverdi bir kaza,
    Acı bir feryatla çıktı haraza,
    Yığıldı cansız yere Ali Rıza!
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım yoldaşım, amman amman Ali Rıza!

    Ah zavallı hak dost, zavallı Ali Rıza,
    Bunlar da mı gelecekti başımıza?
    Yâdetmek hepimize artık verdi eza,
    Hop içelim, efkâr dağıtalım, merhum hatıratı, amman amman verdi eza!..

    Beyoğlu’nun sokakları meyhane,
    Her ayyaşa içki, meze bahane,
    Bu gariban hayatı ne şahane!
    Top çiçeğim, deste gülüm, canım İstanbul’um, amman amman şahane!

Leave a Reply