RAST KÂR-I NÂTIK GÜFTESİ (Ozan Yarman, 2010-2018)

RAST



























Cân,terk-idünya'gaykârhekabz_ûbasttan?

Kabzınnehahayrí;yâhşı_idenabRast'tan!

|~~ʘ|~|~|~|ʘ~|

NİKRİZ



























Âdem'içâmuryaratHakk,amanâr'la,Îblîs;

demdefol,îtaatsizaknabendeNîkrîs!

|~~ʘ|~~|||~~|~

NEVA



























ÂindirNeb'îüzerinhaderyâ;

DağsandalgalarlayarulaşırNe'ya.

|~|~~||~ʘ~~|~|

HİCAZ(ZİRGÜLE)

























Çalûd,hudûdlarınaşıp,şuHicâzilinden.

Tezzüldür,karar-îZîrle,"zîr"telinden.

~ʘʘʘ|~|~ʘ~~~~|

KARCİĞAR



























Bağdâtsanırufuktagörğüherdirı;

ÇağrışrırğürdetuzçöKarciğar'ı.

~~||ʘʘ~ʘʘʘ~~|ʘ

HÜZZAM



























Değsemma,caerip,çığırsam,

Eflâkmüyleyankor,nat-ıHüzzâm!..

~~ʘʘ|~ʘʘ|~~ʘʘ|

EVİÇ



























Tannân,hilâlkiretangibi,çarhbehhic,

Devrân,dâ,sevinçlen'akanşuÊviç.

~|~|~~~|~~|ʘ~|

FERAHNAK



























Halk'çünreamândeyipdeikrâ_h-inâ-hak,

Yâr,cümlelerçevirmedimineFerâhnak!

~ʘ~||~~|~~|~||

SEGAH



























Kahhâr,üzen,girnakast'ede_n'olmaDergâh;

katkense,nayetsede,gûşetSegâh.

|~ʘ~~||~~|ʘ~~|

RAST



























Cân,terk-idünya'gayukdemikabz_ûbasttan?

Kabzınnehahayrí?nûşedenabRast'tan!

|~~ʘ|~|ʘ~~|ʘ~|































Mef ū lü / Fā i lā tü / Müf te i lün / Fe ū lün
_ _ . / _ . _ . / _ . . _ / . _ _

**************************************************

Hem Aruz, hem Acuz veznindedir. “Acuz” vezni, beyitlerde büzüşür (o-ö-u-ü-ı), açılarak yayvanlaşan (-çâ -e -i, -as, -est, mi, -dir, -kır, vs...) ve dikçe yahut kapanan (-a -an, -abz, -akk, vs...) ağız hareketleri alt-altalığına dayalıdır.

TEFSİR

RAST: Ey can, daralma ve rahatlama tekerrürü dışında, bir kazanç mıdır ha şu dünyayı terkedip gitmek? Sürekli daralmanın ruha ne hayır sağladığı görülmüş ki; O halde, nabzı Rast makamından lezzetlerle çokça hoş etmelidir!

NİKRİZ: Hakk Teala, Adem Aleyhisselamı balçıktan yarattı, İblis’i ise dumansız bir ateş ile... Fakat sen, itaatsiz aklını kendine tanrı edinip ona bende olmuşsun madem, a Nikriz (gut hastalığı/ayak ağrısı/çileli hayat) belası Şeytan - defol çabuk büyüklendiğin Allah’ın huzurundan!

NEVA: İndir asanı ey Musa Peygamber hemen önündeki deniz üzerine; de gör bak, dağ kadar dalgalarla su duvarından derin yarık, Neva makamına (ahenkli bir avaza, düzgün sıralı hale) ulaşıvermiş...

ZİRGÜLE: Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselamın yurdu şu Hicaz ilinin (makamının) hududlarını aşıp da çal udunu... Bilirsen eğer, Zirgüle makamının karar perdesi, sazının “zir” telinden aşağı hemen bir saç büklümü mesabesinde bulunur.

KARCİĞAR: Meteliksiz kimse, ıraklarda dolaşırken ufukta gördüğü her diyarı Bağdat sanır... Tuz çölünün ıssızlığı dahi ona Karciğar’ı (Fars. Qar-çeğar: sesi tekrar edip duran müzik aleti çıngırtısını) andırır.

HÜZZAM: Taa burçlar katına erişip oradaki yıldızlara değsem de, bir çığırıversem... yedi kat gök tümüyle Hüzzam nağmeleri yankısı koyverir!..

EVİÇ: Göğü, parlayan hilalin içinde olduğu bir alacakaranlık vaktindeki gibi güzelleştiren o tınlamaklı şey, usul vuruş devriyle, sadayla ve sevinçle enginleri aşarcasına taşkın taşkın akan şu Eviç nağmesidir.

FERAHNAK: Halk sözkonusu olduğunda, aman ha, boş ve haksız yere zora koşmak (kötü icra dinlemeye mecbur kılmak) mübahtır deyip de, toplulukları Ferahnak makamı tövbekarına dönüştürme ey sevgili!..

SEGAH: Müritlerine habire kahırlar çektirmeyi, üzüntü aşılamayı, çileden gözyaşı dökenlere de kıymayı bırak ey Dergah... Tükense dahi takat, canlara yetse de, (şu tasavvufi saadetler yayan) Segah makamına kulak ver...

RAST: Ey can, şu dünyayı terkedip gitmek, daralma ve rahatlama tekerrürü dışında, ulaşılamaz bir arzu olarak içte kalmış bir dert değildir de nedir? Sürekli daralmanın ruha ne hayır sağladığı görülmüş? O halde, nabzı Rast makamından lezzetlerle şerbetleyerek zevk-u safa ettirmelidir!

***********************************************

 

Cânterk-i dünyagay kâr he kabz-û basttan?

Kabzın ne ha hay; yâhşı-ide nab Rasttan!

 

Âdem’i çâmur yarattı Hakkama nâr’la, Îblîs;

dem def ol, îtaatsiz aklına bende Nîkrîs!

 

 indir  Neb’î üzerin ha der;

Dağ san dalgalarla yar ulaşır Neya.

 

Çal ûd, hudûdların aşıp, şu Hicâz ilinden.

Tez zülfüdür, karar-î Zîrle, “zîrtelinden.

 

Bağdât sanır ufukta gördüğü her di;

Çağrıştìrır züğürde tuz çölü Karciğarı.

 

Değsem nücûma, bürûca erip, çığırsam,

Eflâk tümüyle yankı kornagâmât-ı Hüzzâm!..

 

Tannân, hilâl ki içre tan gibiçarh behhic,

Devrân, , sevinçle kın akan şu Êviç.

 

Halkçün revâ amân deyip de ikh-i hak,

Yâr, cümleler çevirme dimine Ferâhnak!

 

Kahhâr, üzen, giryâna kasteden olma Dergâh;

kat kense, câna yetse de, gûş et Segâh.

 

Cânterk-i dünyagay ukde mi kabz-û basttan?

Kabzın ne ha hay? nûş ede nab Rasttan!