1935’te Amerikan kalifiye işçi aylığı (1,758 USD x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 304,72 dolardır (günümüzdeki karşılığı 6844 USD): https://www.jstor.org/stable/41814877
2023’te Amerikalı’nın asgari ücreti (7,25 USD x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 1257,67 USD olup, Türk işçinin 3,19 katıdır.
2023’te İsviçreli’nin ortalama asgari ücreti (21,124 x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 3661,49 CHF (x kur = 4178 USD) olup, Türk işçinin 10,6 katıdır.
*
Switzerland Unemployment Rate increased to 4.35% in Sep 2023, from the previously reported figure of 4.27% in Aug 2023. Switzerland Unemployment Rate is updated monthly, available from Jan 1991 to Sep 2023, with an average rate of 4.15%.
The unadjusted unemployment rate in the United States stood at 3.6 percent in October 2023. This data is not seasonally adjusted. The adjusted monthly unemployment rate can be found here and the monthly civilian labor force participation rate here.
Turkey Unemployment Rate dropped to 9.10% in Sep 2023, from the previously reported figure of 9.20% in Aug 2023. Turkey Unemployment Rate is updated monthly, available from Jan 2005 to Sep 2023, with an average rate of 10.20%.
adresine yüklediğim “İslam’da Akli Reform Hareketi Mutezile’ye Giriş” (25 Aralık 2013) başlıklı sunumumu pekiştirmek düşüncesiyle, 15 Şubat 2009’da kaleme aldığım halde e-postadan belirtilen yerlere hiç yollamadığım bir yazımı da burada paylaşıyorum:
Ülkemizde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın idaresindeki camilerde Arapça ve Sülüs hatla Ebu Bekr Radıallahu anh, Ömer Radıallahu anh, Osman Radıallahu anh, Ali Radıallahu anh yazılı levhaları sıkça görebiliriz. Biliriz ki, bu uygulama, asırlarca Sünni-İslam yorumu ile idare edilmiş olan Osmanlı Devleti’nden kalmadır.
Oysa, yine biliriz ki, bu manzara, Sünni-İslam kesimince “Ehl-i Bidat” olarak tasnif edilen Şia, Alevilik-Bektaşilik, Haricilik, Batınilik ve İbadilik gibi, hilafet kavgalarından doğmuş farklı İslam mezheblerini, (hatta, alternatif ve “modern” İslami görüşlere sahip Müslümanları) temsil etmez.
Ülkemizdeki camilerimiz ve mescidlerimiz, Müslümanların biricik yasal toplu ibadet mekanları olduğuna göre, bunlar, Sünni olsun olmasın, tüm Müslüman vatandaşlarımıza hizmet verecek yapıda olmalıdır. Bu, bütün inançlara eşit mesafede durmayı ilke edinmiş olan devletimizin sağlaması gereken bir güvencedir.
Maalesef, Sünni simgelerin ve itikadlerin, çok anlaşılır tarihsel gerekçelere dayanmakla birlikte, camilerimizde bu kadar baskın oluşu, Sünni-olmayan Müslüman kardeşlerimizi uzun zamandır rencide ediyor, onların camilerimizden uzak durmasına ve kanunlarımızda karşılığı bulunmayan siyasi kimlik arayışlara girmelerine, hatta bazılarının İslam dairesinden tümden çıkmalarına sebep oluyor. Bunun sonucunda, devletimizin bekaasını tehdit edecek boyutlarda kargaşa hasıl oluyor.
Uzatmayalım, Sünni Müslüman kardeşlerimiz kabuklarına çekiliyor, Sünni olmayan Müslüman kardeşlerimiz de ayrışıyorlar, kin ve düşmanlıklar türüyor, ülkenin dirliği ve birliği tehlikeye düşüyor.
Üzülerek söylüyorum ki, birkaç onyıldır siyasilerimiz ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu hususta büyük vebal altındadır.
Bu durumu izleyen bazı “aydın” kesimler, Diyanet İşleri’nin Sünni-İslam yorumunu bu denli öne çekmesinden cesaret alarak, bu kurumun lağvedilmesini savunacak kadar ileri gittiler.
İstiklal mücadelesini köklü İslami temalar üzerine bina etmiş olan bir vatan, onu uçurumun eşiğinden kurtarmak için canıyla, kanıyla, malıyla çarpışmış Müslümanların bir gün dağılıp parça parça olmasına varacak bir çizgiye itibar etmeyip, Kelime-i Şehadet getiren herkesi kucaklayarak, onların Allah’a kulluk vazifelerini rahatça ifa etmelerini sağlayacak bir model tesis etmeyecekti de ne yapacaktı?
Elbette ki, Lozan Antlaşması’nın amir hükümlerinde ekalliyet statüsü tanınmış Ortodoks (Rum, Ermeni, Bulgar), Katolik, Protestan, Süryani, Yezidi, Yahudi, Budist, Ateist gibi Müslüman-olmayan Türk vatandaşların serbestçe dini kurumlar teşekkül edebilme hak ve hürriyetleri devletin kanuni güvencesi altında iken, Cumhuriyet’in, tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede durmasının bir gereği olarak, Müslüman Türk çoğunluğu temsilen Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tesis etmesi, izanın ve adaletin bir gereği idi.
Ne yazıktır ki, Diyanet, mezheb-tarikat taassupları, ikbal hesapları ve siyasi kadrolaşmalar sonucu zamanla yozlaştı, Selefi-Eşari-Maturidi-Tasavvufi çizgideki itikadlere kendini perçinledi ve sadece Sünni-İslam’ı temsil eder duruma geldi.
Ülkeyi bölünmenin eşiğine taşıyan bu duruma derhal son verilmelidir.
Malum olduğu üzere, T.C. Anayasası’nın 136. maddesi ile 1965 tarihli ve 633 sayılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”un 1. maddesi uyarınca:
T.C. Anayasası md. 136. – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.
633. S.K. md.1 – İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
denir.
Anayasal rejimimizde, Diyanet İşleri Başkanlığı, güncel siyasetin üstünde kalarak, farklı dinden ve inançtan olan mutedil yurttaşlarla barış halinde ve farklı İslam mezhepleri arasında kesinlikle ayrımcılık yapmaksızın, İslam Dininin amme işleri ile mükellef kılındığına göre, herhangi bir fıkıh mezhebini (sözgelimi, Hanefiliği) kayırıcı, belli bir itikadi görüşü (sözgelimi Tasavvufu) diğerlerinden (sözgelimi, Mu’tezile’den) öncelikli kılıcı, bir amentüyü (sözgelimi Sünni imanı) diğerine (farz-ı mahal Şii imana) üstün tutucu şekilde hareket etmesi sözkonusu olamaz.
Zaten, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın temel ilkeleri ile hedeflerinde bu olgu ikrar edilmekte, görevleri arasında
…Toplumu din konusunda aydınlatırken dinin iki temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnete dayalı sağlam bilgiyi esas almak, Müslümanların 14 asırlık dinî tecrübesini göz önünde bulundurmak, modern hayatı ve insanlığın ortak birikimini de göz ardı etmemek. … Din konusunda mezhep, anlayış ve uygulama ayrımı yapmadan vatandaşlık esasına göre hizmet sunmak.
sayılmaktadır.
Bu durumda yapılması gerekenler bellidir.
Öncelikle, Diyanet İşleri’nin, herhangi bir İslam fırkasının amentü, kelam, itikad, füru propagandasını yapmaktan kaçınması, bütün İslam fırkalarına karşı kayıtsız ve tarafsız durması, dinde lüzumsuz teferruata girmemesi, çerçevesini Allah’ın ve Resulü’nün (S.A.V.) saf ve katıksız öğretisi olan, mezhepler-öncesi ve ötesi Kur’an-Sünnet anlayışı ile sınırlaması gerekir.
Yani, camilerden Sünni motifler (sözgelimi, halife-imamların adlarını taşıyan levhalar) topluca kaldırılmalı, Cuma hutbesi öncesinde ve Cuma namazı sonrasında taassub havası estiren uzun-soluklu Arapça dualar okunmamalı, Kur’an ayetleri yorumlanırken farklı kelami-itikadi görüşlere eşit değer verilmeli, gerekirse bunlar karşılaştırmalı olarak ele alınmalı, amentüde (mesela, “kader var mı, yok mu” tartışmasında) taraf olunmamalı, ayetler ve hadisler bir amentüyü mutlak kılmak maksadıyla zikredilmemeli, ümmetin üzerinde icma ve ittifak etmediği itikad ve iman konulu hadislere ve müteşabih ayetlere ise hiç temas edilmemelidir.
Son olarak, Cuma hutbelerinde imamlara okutulan: “Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et, devletimizi ve milletimizi her türlü tehlikeden koru!..” şeklindeki niyazda geçen “devletimizi ve milletimizi her türlü tehlikeden koru” cümlesi, İslam Dininin siyaseten istismarına geçit vermekte, Müslümanlara yönelik bir inanç dayatmasına dönüşmekte, Diyanet İşleri’nin bayraklaştırması gereken katıksız saf İslam öğretisine halel getirmektedir. Bu ifade tedavülden kaldırılmalıdır. Bunun yerine, “Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et, ülkemizi ve Müslüman ülkeleri her türlü tehlikeden ve felaketten koru!..” şeklinde bir düzeltme, milletler-üstü bir din olan İslam’a daha çok yakışan bir niyaz olacaktır.
YARK/QTG conformal Physical Constants & New Base / Derived Units
by Ozan Yarman as per the Universal Matter Architecture (UMA) foundation of Tolga Yarman et al.:
It was accomplished in virtue of the help from ChatGPT 3.5 towards the laborious HTML coding! (Spring 2024; where the randomized uncertainty digits are specially interrelated.)
https://youtu.be/xe79MyFora4
Atatürk’lü ve Erdoğan’lı İki Buhranlı Yılın Karşılaştırması:
Ekonometrik Bir İnceleme
Prof. Dr. Ozan Yarman
İstanbul Üniversitesi
VERİLERE DAİR KAYNAKÇA:
3 Aralık 2023 Dolar/TL Kuru: 28,915
3 Aralık 2023 İsviçre Frangı/TL Kuru: 32,996
3 Aralık 2023 İsviçre Frangı/Dolar Kuru: 1,141
*
1923’ten günümüze kümülatif enflasyon = “3,1% + 3,1% + 3,1% + 3,1% + 3,1% + 3,1% + -12,0% + -12,0% + -12,0% + -12,0% + -12,0% + -12,0% + 5,1% + 5,1% + 5,1% + 5,1% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 11,5% + 11,5% + 4,0% + 4,0% + 4,0% + 8,65% + 13,3% + 13,3% + 13,3% + 13,3% + 10,95% + 8,6% + 8,6% + 6,9% + 6,9% + 5,2% + 5,2% + 5,2% + 5,2% + 7,7% + 10,2% + 10,2% + 10,2% + 10,2% + 14,6% + 19% + 19% + 19% + 19% + 29,70% + 70,70% + 72,50% + 107,6% + 37,6% + 29,2% + 30,4% + 50,4% + 43,2% + 29,6% + 32,5% + 70,5% + 64% + 52,3% + 55,3% + 52,1% + 58,4% + 120,7% + 66,0% + 75,9% + 81,8% + 71,8% + 53,1% + 51,40% + 88,60% + 30,80% + 13,9% + 13,8% + 4,5% + 11,6% + 5,9% + 8,1% + 5,9% + 8,9% + 13,3% + 2,4% + 6,9% + 6,3% + 5,7% + 9,94% + 15,47% + 33,64% + 7,36% + 25,15% + 79,89% + 125,53% + 58,46%” = 24,2544 kat
1935’ten günümüze kümülatif enflasyon = “5,1% + 5,1% + 5,1% + 5,1% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 19% + 11,5% + 11,5% + 4,0% + 4,0% + 4,0% + 8,65% + 13,3% + 13,3% + 13,3% + 13,3% + 10,95% + 8,6% + 8,6% + 6,9% + 6,9% + 5,2% + 5,2% + 5,2% + 5,2% + 7,7% + 10,2% + 10,2% + 10,2% + 10,2% + 14,6% + 19% + 19% + 19% + 19% + 29,70% + 70,70% + 72,50% + 107,6% + 37,6% + 29,2% + 30,4% + 50,4% + 43,2% + 29,6% + 32,5% + 70,5% + 64% + 52,3% + 55,3% + 52,1% + 58,4% + 120,7% + 66,0% + 75,9% + 81,8% + 71,8% + 53,1% + 51,40% + 88,60% + 30,80% + 13,9% + 13,8% + 4,5% + 11,6% + 5,9% + 8,1% + 5,9% + 8,9% + 13,3% + 2,4% + 6,9% + 6,3% + 5,7% + 9,94% + 15,47% + 33,64% + 7,36% + 25,15% + 79,89% + 125,53% + 58,46%” = 24,7884 kat
25 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi’de Türkiye’nin nüfusu 16.188.767 kişi olarak saptanmıştır: https://www.gastearsivi.com/gazete/ulus/1935-10-25/1
Kalkınma Bakanlığı’nın EKONOMİK VE SOSYAL GÖSTERGELER kitabında 1935 yılı GSYH değerimiz 1,314 Milyon TL olarak verilmiştir: https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2018/11/Ekonomik_ve_Sosyal_Gostergeler_1950_2014.pdf
Günümüzde Türkiye nüfusu (bu çalışma tarihinde 86.005.178 Milyon kişi): https://www.worldometers.info/world-population/turkey-population
IMF tarafından öngörülen 2023 GSYH değerimiz (1.067.000.000.000 USD): https://www.dunya.com/kose-yazisi/imf-turkiye-2023te-17nci-buyuk-ekonomi/707595
Demek ki, 2023’te kişi başı GSYH değerimiz: 12.406 dolar yahut 358.728 TL (1923’teki 81 TL’nin 178,3 katı).
Ömer Faruk Biçen’in “Türkiye’nin Yakın Dönem Enflasyon Deneyimi” makalesi: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2448567
Eksik 1977-78-79 enflasyon değerleri: https://www.worlddata.info/asia/turkey/inflation-rates.php
Gülten Kazgan (Tanzimat’tan 21. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi) ile normalize etmek için bunlar 1,141523446 ile çarpılır: https://media.turuz.com/Turkologi-2-2019/7028-Tanzimatdan_21.Yuzyila_Turkiye_Ekonomisi-Gulten_Qazqan-2006-539s.pdf
2022 ve 2023 için Yİ-ÜFE verileri:
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yurt-%C4%B0%C3%A7i-%C3%9Cretici-Fiyat-Endeksi-Ocak-2023-49394&dil=1 ve https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yurt-Ici-Uretici-Fiyat-Endeksi-Ekim-2023-49401
*
1935’te Türk tornacı aylığı 60 liradır (günümüzdeki karşılığı 51 USD): https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d05/c003/tbmm05003027ss0113.pdf
1935’te Türkiye’de kiloluk ekmek 11 kuruş ila 16 kuruş arasında bir yerdedir ve Türk tornacı maaşıyla 425 aded alabilmektedir: https://belleten.gov.tr/tam-metin/2541/tur ve https://www.gastearsivi.com/gazete/haber/1935-07-11/4
1935’te Amerikan kalifiye işçi aylığı (1,758 USD x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 304,72 dolardır (günümüzdeki karşılığı 6844 USD): https://www.jstor.org/stable/41814877
1935’te Amerika’da kiloluk ekmeğe denk düşen fiyat kabaca 20 senttir ve Amerikan işçi maaşıyla 1525 aded alabilmektedir: https://www.chronline.com/stories/today-in-history-bread-prices-increase-to-9-cents-in-1935,178379
1934’te İsviçreli marangozun aylığı (günlük 9,97 CHF x 260 işgünü) / 12 (https://escoe-website.s3.amazonaws.com/wp-content/uploads/2019/12/01162425/The-Ministry-of-Labour-Gazette-Sep-1935.pdf) = 216,02 İsviçre Frangıdır ve günümüzdeki karşılığı 7128 USD olmaktadır: https://lik-app.bfs.admin.ch/fr/lik/rechner?periodType=Monatlich&start=01.1935&ende=10.2023&basis=AUTO&betrag=100)
1934’te İsviçre’de kiloluk ekmeğin fiyatı 33 ila 40 centimes arasındadır ve İsviçreli marangoz maaşıyla 600 aded alabilmektedir: https://swissvotes.ch/attachments/8aa718ca66e9acbe9de62013612c16ab8491fe91e86a9faeeba3d7d7f8bd3363
*
2023’te Türk tornacının ortalama aylığı 30.700 TL olup (https://www.eleman.net/meslek/tornaci/maas) 35 TL’lik kiloluk ekmekten (https://www.imzagazetesi.com/vali-tutulmaz-acikladi-en-yuksek-fiyatla-ekmek-satisi-yapilan-il-zonguldak) 880 adet alabilmektedir.
2023’te Amerikan kalifiye işçi aylığı (19,39 USD x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 3360,93 USD’dir (https://www.ziprecruiter.com/Salaries/Skilled-Worker-Salary) ve yaklaşık 3,5 dolar ederinde kiloluk ekmekten (https://thehill.com/homenews/nexstar_media_wire/3887742-how-expensive-are-groceries-in-2023-these-5-graphs-show-prices-skyrocket) 960 adet alabilmektedir.
2023’te İsviçre’deki kalifiye işçi aylığı 6436 CHF’dir (https://wagecentre.com/work/work-in-europe/salary-in-switzerland) ve yaklaşık 8 CHF fiyatındaki kiloluk ekmekten (https://www.combien-coute.net/pain/suisse/geneve) 800 adet alabilmektedir.
*
2023’te asgari ücret ve altı alan Amerikan işçiler 1,6 Milyondur ve 340 Milyonluk nüfusun binde 4,7’sidirler: https://www.zippia.com/advice/minimum-wage-statistics
Aynı durumdaki (2022 verilerine göre) 6,3 milyon asgari ücretli (https://disk.org.tr/2021/12/disk-ar-asgari-ucret-gercegi-raporu-2022-yayimlandi) bölü istihdam edilen toplam 30.752.000 kişi (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-2022-49390) çarpı 31.724.000 kişilik 2023 istihdam sayısı (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-III.-Ceyrek:-Temmuz—Eylul,-2023-49381) EŞİTTİR 6,5 Milyon asgari ücretli Türk, ki toplam nüfusun yüzde 13,12’si yapıyor.
Aynı durumdaki ortalama asgari ücret alan İsviçre işçisi (https://www.ch.ch/en/work/minimum-wage-and-average-salary/#minimum-wages-in-switzerland-amounts) 2016’ta ekonomik olarak faal nüfusun yüzde 4’ü olduğuna göre (https://www.ilo.org/global/topics/wages/minimum-wages/beneficiaries/WCMS_460952/lang–en/index.htm), 2020 itibariyle hala geçerli olduğu varsayılabilecek faal nüfus da toplamın yüzde 80 olarak alındığında (https://www.bfs.admin.ch/bfs/en/home/statistics/work-income/employment-working-hours/economically-active-population/economically-active-persons-canton.html), 2023’te 281.000 / 8,8 Milyon kişi = yüzde 3,2 eder.
2023’te asgari ücret rakamımız (11.402,32 TL yani 394,34 USD): https://www.turmob.org.tr/ekutuphane/download/6cbf9e09-0398-4e4c-b99b-ae1fa68f4866
2023’te Amerikalı’nın asgari ücreti (7,25 USD x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 1257,67 USD olup, Türk işçinin 3,19 katıdır.
2023’te İsviçreli’nin ortalama asgari ücreti (21,124 x 8 saat x 260 işgünü) / 12 = 3661,49 CHF (x kur = 4178 USD) olup, Türk işçinin 10,6 katıdır.
*
Switzerland Unemployment Rate increased to 4.35% in Sep 2023, from the previously reported figure of 4.27% in Aug 2023. Switzerland Unemployment Rate is updated monthly, available from Jan 1991 to Sep 2023, with an average rate of 4.15%.
https://www.ceicdata.com/en/indicator/switzerland/unemployment-rate
The unadjusted unemployment rate in the United States stood at 3.6 percent in October 2023. This data is not seasonally adjusted. The adjusted monthly unemployment rate can be found here and the monthly civilian labor force participation rate here.
https://www.statista.com/statistics/273559/unadjusted-monthly-unemployment-rate-in-the-us
Turkey Unemployment Rate dropped to 9.10% in Sep 2023, from the previously reported figure of 9.20% in Aug 2023. Turkey Unemployment Rate is updated monthly, available from Jan 2005 to Sep 2023, with an average rate of 10.20%.
https://www.ceicdata.com/en/indicator/turkey/unemployment-rate
*
#OzanYarman, #TÜİK, #Ekonomi
https://www.academia.edu/116670253/%C3%8Esl%C3%A2mda_Akl%C3%AE_Reform_Hareketi_Mutez%C3%AEleye_Giri%C5%9F
adresine yüklediğim “İslam’da Akli Reform Hareketi Mutezile’ye Giriş” (25 Aralık 2013) başlıklı sunumumu pekiştirmek düşüncesiyle, 15 Şubat 2009’da kaleme aldığım halde e-postadan belirtilen yerlere hiç yollamadığım bir yazımı da burada paylaşıyorum:
* * *
T.C. Cumhurbaşkanlığı,
T.C. Başbakanlığı,
T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı,
T.C. Anayasa Mahkemesi,
T.C. Yargıtayı,
T.C. Genelkurmayı.
Değerli devlet ricali,
Ülkemizde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın idaresindeki camilerde Arapça ve Sülüs hatla Ebu Bekr Radıallahu anh, Ömer Radıallahu anh, Osman Radıallahu anh, Ali Radıallahu anh yazılı levhaları sıkça görebiliriz. Biliriz ki, bu uygulama, asırlarca Sünni-İslam yorumu ile idare edilmiş olan Osmanlı Devleti’nden kalmadır.
Oysa, yine biliriz ki, bu manzara, Sünni-İslam kesimince “Ehl-i Bidat” olarak tasnif edilen Şia, Alevilik-Bektaşilik, Haricilik, Batınilik ve İbadilik gibi, hilafet kavgalarından doğmuş farklı İslam mezheblerini, (hatta, alternatif ve “modern” İslami görüşlere sahip Müslümanları) temsil etmez.
Ülkemizdeki camilerimiz ve mescidlerimiz, Müslümanların biricik yasal toplu ibadet mekanları olduğuna göre, bunlar, Sünni olsun olmasın, tüm Müslüman vatandaşlarımıza hizmet verecek yapıda olmalıdır. Bu, bütün inançlara eşit mesafede durmayı ilke edinmiş olan devletimizin sağlaması gereken bir güvencedir.
Maalesef, Sünni simgelerin ve itikadlerin, çok anlaşılır tarihsel gerekçelere dayanmakla birlikte, camilerimizde bu kadar baskın oluşu, Sünni-olmayan Müslüman kardeşlerimizi uzun zamandır rencide ediyor, onların camilerimizden uzak durmasına ve kanunlarımızda karşılığı bulunmayan siyasi kimlik arayışlara girmelerine, hatta bazılarının İslam dairesinden tümden çıkmalarına sebep oluyor. Bunun sonucunda, devletimizin bekaasını tehdit edecek boyutlarda kargaşa hasıl oluyor.
Uzatmayalım, Sünni Müslüman kardeşlerimiz kabuklarına çekiliyor, Sünni olmayan Müslüman kardeşlerimiz de ayrışıyorlar, kin ve düşmanlıklar türüyor, ülkenin dirliği ve birliği tehlikeye düşüyor.
Üzülerek söylüyorum ki, birkaç onyıldır siyasilerimiz ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu hususta büyük vebal altındadır.
Bu durumu izleyen bazı “aydın” kesimler, Diyanet İşleri’nin Sünni-İslam yorumunu bu denli öne çekmesinden cesaret alarak, bu kurumun lağvedilmesini savunacak kadar ileri gittiler.
İstiklal mücadelesini köklü İslami temalar üzerine bina etmiş olan bir vatan, onu uçurumun eşiğinden kurtarmak için canıyla, kanıyla, malıyla çarpışmış Müslümanların bir gün dağılıp parça parça olmasına varacak bir çizgiye itibar etmeyip, Kelime-i Şehadet getiren herkesi kucaklayarak, onların Allah’a kulluk vazifelerini rahatça ifa etmelerini sağlayacak bir model tesis etmeyecekti de ne yapacaktı?
Elbette ki, Lozan Antlaşması’nın amir hükümlerinde ekalliyet statüsü tanınmış Ortodoks (Rum, Ermeni, Bulgar), Katolik, Protestan, Süryani, Yezidi, Yahudi, Budist, Ateist gibi Müslüman-olmayan Türk vatandaşların serbestçe dini kurumlar teşekkül edebilme hak ve hürriyetleri devletin kanuni güvencesi altında iken, Cumhuriyet’in, tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede durmasının bir gereği olarak, Müslüman Türk çoğunluğu temsilen Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tesis etmesi, izanın ve adaletin bir gereği idi.
Ne yazıktır ki, Diyanet, mezheb-tarikat taassupları, ikbal hesapları ve siyasi kadrolaşmalar sonucu zamanla yozlaştı, Selefi-Eşari-Maturidi-Tasavvufi çizgideki itikadlere kendini perçinledi ve sadece Sünni-İslam’ı temsil eder duruma geldi.
Ülkeyi bölünmenin eşiğine taşıyan bu duruma derhal son verilmelidir.
Malum olduğu üzere, T.C. Anayasası’nın 136. maddesi ile 1965 tarihli ve 633 sayılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”un 1. maddesi uyarınca:
T.C. Anayasası md. 136. – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.
633. S.K. md.1 – İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
denir.
Anayasal rejimimizde, Diyanet İşleri Başkanlığı, güncel siyasetin üstünde kalarak, farklı dinden ve inançtan olan mutedil yurttaşlarla barış halinde ve farklı İslam mezhepleri arasında kesinlikle ayrımcılık yapmaksızın, İslam Dininin amme işleri ile mükellef kılındığına göre, herhangi bir fıkıh mezhebini (sözgelimi, Hanefiliği) kayırıcı, belli bir itikadi görüşü (sözgelimi Tasavvufu) diğerlerinden (sözgelimi, Mu’tezile’den) öncelikli kılıcı, bir amentüyü (sözgelimi Sünni imanı) diğerine (farz-ı mahal Şii imana) üstün tutucu şekilde hareket etmesi sözkonusu olamaz.
Zaten, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın temel ilkeleri ile hedeflerinde bu olgu ikrar edilmekte, görevleri arasında
…Toplumu din konusunda aydınlatırken dinin iki temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnete dayalı sağlam bilgiyi esas almak, Müslümanların 14 asırlık dinî tecrübesini göz önünde bulundurmak, modern hayatı ve insanlığın ortak birikimini de göz ardı etmemek. … Din konusunda mezhep, anlayış ve uygulama ayrımı yapmadan vatandaşlık esasına göre hizmet sunmak.
sayılmaktadır.
Bu durumda yapılması gerekenler bellidir.
Öncelikle, Diyanet İşleri’nin, herhangi bir İslam fırkasının amentü, kelam, itikad, füru propagandasını yapmaktan kaçınması, bütün İslam fırkalarına karşı kayıtsız ve tarafsız durması, dinde lüzumsuz teferruata girmemesi, çerçevesini Allah’ın ve Resulü’nün (S.A.V.) saf ve katıksız öğretisi olan, mezhepler-öncesi ve ötesi Kur’an-Sünnet anlayışı ile sınırlaması gerekir.
Yani, camilerden Sünni motifler (sözgelimi, halife-imamların adlarını taşıyan levhalar) topluca kaldırılmalı, Cuma hutbesi öncesinde ve Cuma namazı sonrasında taassub havası estiren uzun-soluklu Arapça dualar okunmamalı, Kur’an ayetleri yorumlanırken farklı kelami-itikadi görüşlere eşit değer verilmeli, gerekirse bunlar karşılaştırmalı olarak ele alınmalı, amentüde (mesela, “kader var mı, yok mu” tartışmasında) taraf olunmamalı, ayetler ve hadisler bir amentüyü mutlak kılmak maksadıyla zikredilmemeli, ümmetin üzerinde icma ve ittifak etmediği itikad ve iman konulu hadislere ve müteşabih ayetlere ise hiç temas edilmemelidir.
Son olarak, Cuma hutbelerinde imamlara okutulan: “Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et, devletimizi ve milletimizi her türlü tehlikeden koru!..” şeklindeki niyazda geçen “devletimizi ve milletimizi her türlü tehlikeden koru” cümlesi, İslam Dininin siyaseten istismarına geçit vermekte, Müslümanlara yönelik bir inanç dayatmasına dönüşmekte, Diyanet İşleri’nin bayraklaştırması gereken katıksız saf İslam öğretisine halel getirmektedir. Bu ifade tedavülden kaldırılmalıdır. Bunun yerine, “Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et, ülkemizi ve Müslüman ülkeleri her türlü tehlikeden ve felaketten koru!..” şeklinde bir düzeltme, milletler-üstü bir din olan İslam’a daha çok yakışan bir niyaz olacaktır.
Esenlikle,
Ozan Yarman
✩ ✩ ✩
http://www.ozanyarman.com
First, please watch the related video:
YARK/QTG conformal Physical Constants & New Base / Derived Units VIDEO
YARK/QTG conformal Physical Constants & New Base / Derived Units
by Ozan Yarman as per the Universal Matter Architecture (UMA) foundation of Tolga Yarman et al.:
Yarmanian-SI-fix-and-normalization-v1.html
It was accomplished in virtue of the help from ChatGPT 3.5 towards the laborious HTML coding! (Spring 2024; where the randomized uncertainty digits are specially interrelated.)
Also see:
1) A Suitable Way of Normalizing SI to Make c and h Unities [preliminary version];
2) A SUITABLE WAY OF NORMALIZING NEW SI TO MAKE c AND h UNITIES [published concise version];
3) A SUITABLE WAY OF NORMALIZING NEW SI TO MAKE c AND h UNITIES (UNABRIDGED SCRIPT) [extensive version of the publication above];
4) ZIP file containing spreadsheets that accompany our publication.